Yaratılış ve Tufan.005

Tevrat’ın en akılda kalan hikayelerinden biri şüphesiz Tufan ve Nuh’un gemisidir. Tufan sona erince gemi Ararat Dağları’nda oturur. Peki Ararat neresidir? Popüler kültürde “Ararat Dağları” Türkiye’deki Ağrı Dağı ile bağdaştırılsa da bu olasılık hayli zayıftır. Kutsal Kitap’taki bahsi geçen Ararat günümüzün modern Ararat (Ağrı) Dağı mıdır? Hep birlikte bakalım…

    1. İlk olarak Tevrat’ın İbranice metininde Dağ-LAR-dan bahseder,yani çoğul ifade kullanılmaktadır. Metnin kastettiği büyük ihtimalle bir dağ sırasıdır. Ağrı Dağı bu tanıma uymaz çünkü tek olmakla birlikte aslında bir dağdan ziyade sönmüş bir yanardağdır.
    2. İbranice’de Ararat isminin okunuş şekli “R-R-T”dir; çünkü İbranice’de sesli harfler kullanılmaz. Bu sessiz harflerin antik çağda bağdaştırılabileceği tek coğrafi bölge Asurluların yazıtlarında uRaRTu adını taşıyan Van bölgesi civarındaki dağlık bölgedir. Geleneksel Ağrı Dağı bu bölgenin sınırları içinde yer almaz. Kaldı ki, Ağrı ismi Osmanlıca “Ağur Dağ” yani “Ağır Dağ” anlamına gelen sözcükten gelir ve İbranice’deki R-R-T kelimesiyle etimolojik anlamda hiç bir bağlantısı yoktur.
    3. Kutsal Kitap’ın kaydına göre gemiden çıkanlar zamanla doğuya, Fırat ve Dicle arasında bulunan “Şinar” veya günümüzün Irak topraklarına göç ederler. Sümerler gibi en eski medeniyetlerin bu topraklarda yeşerdiği ıspatlanmıştır. Günümüzün Ağrı Dağı’nın doğusu Irak’a değil Pers topraklarına bakar.
    4. 1950-1980’ler arasında birkaç kez Ağrı dağı yakınlarında keşfedilen ve turizime açılan kayalık oluşum Nuh gemisinin izi olarak bazıları tarafından kabul görse de, gemi izi Tevrat’ın verdiği ebatlar ile uymamaktadır. Bunun doğal bir formasyon olması çok daha olasıdır.
    5. Ararat’ın Ağrı Dağı olması kanısı daha çok Batı’nın oluşturduğu görüştür. Bu görüşün başlangıcı Kutsal Kitap’ı 4.yüzyılda Latince’ye çeviren Jerome’den gelir. Kendisi 1.yy. tarihçisi Josefus’un görüşlerinden faydalanarak 1.yy. da gemi kalıntılarının hala Ermenistan topraklarında görünebildiğini yazar. Batı’ya bu gelenek aktarılırken Ermenistan toprakları hakkında kısıtlı bilgi sahibi olan Ortaçağ batılı yorumcuları bugün Ermenistan ülkesinin siyası sınırlarını da barındıran Kuzey Ermenistan topraklarını bu bölge içinde tanımlarlar. Ve bu bölgedeki en yüksek nokta Ağrı Dağı olduğu için Ararat’ın bu dağ olduğu kanısına varırlar. Halbuki Ağrının eski ismi “Masis”tir ve etimolojik olarak Tevrat’taki Ararat (“RRT”) ismiyle hiçbir bağlantısı yoktur. Hem coğrafi açıdan hem de zaman açısından bu yazıtlara daha yakın olan Süryani ve Ermeni Hristiyanlar, bunu bügün Van’ın da bulunduğu eski zamanların Güney Ermeni toprakları olarak algılarlar. Hatta doğudaki Nestüri Hristiyanlar özellikle Cudi Dağı çevresinde birçok manastır inşa etmeye başlar ve bunları Nuh Gemisi Manastırları diye adlandırmaya başlarlar. Zamanla bu Süryani ve Ermeni Hristiyan gelenekleri, yaklaşık 200 sene sonra İslamiyet’e de geçer ve neticesinde Kuran’ın Hud süresinde yerini bulur.

Tüm verileri ve doğuda oluşan gelenekleri göz önüne alacak olursak Cudi Dağı’nın asıl Ararat olması daha olasıdır. Fakat elbette bu bilgi sonuçta geleneklere bağlıdır ve tam bir bilimsel veya tarihi kesinlikle Cudi Dağı’nın asıl Ararat olduğunu da söylemek güçtür. Kesin olan tek şey, bu gizemli dağın antik Urartu yani Van çevresindeki dağ zincirinde gizli olmasıdır. Maalesef bu bölge özellikle PKK ile yaşanan çatışmaların yoğunlaştığı bir yer olduğu için de kapsamlı bir bilimsel araştırma yapmak bugüne kadar mümkün olmamıştır. Ama kapsamlı bir araştırma yapılabilirse şüphesiz bu bölge ilk adayımız olacaktır.

****

KAYNAKÇA:

  • Course, Bill ve Gordon Franz. “Mount Cudi – True Mountain of Noah’s Ark.” Bible and Spade, Sonbahar 1996, sf. 99-112.
  • Wilson, Mark. “Biblical Turkey: A Guide to the Jewish and Christian Sites of Asia Minor.” Ege Yayınları, 2010, sf. 27.
  • Resim: Adam Leaderer. https://www.flickr.com/