Krallık Dönemi.007

Eski İsrail’in en meşhur kraliçelerden biri şüphesiz Ahav’ın (MÖ 872-851) karısı olan Fenikeli İzebeldir. Resimde gösterilen mühür 1960’ların başında bilim dünyasının dikkatini üzerine çeker. İsrail’in ‘Eski Eserler’ bölümüne bağışlanan mühür 1964 yılında, İsrail’in o zamanki en önde gelen eski yazı uzmanı, Nahman Avigad tarafından Israel Exploration Journal’da yayınlanır.

Mühür Fenikiye’de sıkça kullanılan Mısır sembolleri ile doludur. Üstündeki yazıt “L’YZBL” olarak okunur, yani: “İzebel’e aittir”. Kanatlı sfenks, kanatlı güneş diski ve özellikle şahin figürü Mısır’da kraliyet mensupları için kullanılan sembollerdir. Fenikeli bir bakış açısından İzebel’in bu sembolleri kullanması kendisinin yarı-ilahi bir varlık olduğuna dair bir mesaj olarak kabul edilirdi. Mühür İzebel’in ilah olarak tanınma özlemini gözler önüne seriyor, nitekim Kutsal Kitap’ta kendisiyle ilgili olumsuz tasfirler büyük ihtimalle bundan kaynaklanıyor.

Sayda Kralı Etbaal’ın kızı İzebel’le evlenen Ahav, eşinin etkisiyle İsrail’de Baal tanrısına olan putperestliği yaygınlaştırmış olur: ”Ahav kadar, RAB’bin gözünde kötü olanı yaparak kendini satan hiç kimse olmadı. Karısı İzebel onu her konuda kışkırtıyordu” (1.Krallar 21:25 ). Fakat İzebel Ahav aracılığyla Baal tanrısına ibadeti emretmekle yetinmez, aynı zamanda bir çok peygamberi öldürmeye başlar: “İzebel RAB’bin peygamberlerini öldürdüğünde, Ovadya yüz peygamberi yanına alıp ellişer ellişer mağaralara gizlemiş ve yiyecek, içecek gereksinimlerini karşılamıştı.” (1. Krallar 18:4 )

Bir tek İlyas onunla yüzleşmeye cesaret eder. İlyas, “İsrail’i sıkıntıya sokan ben değilim, seninle babanın ailesi İsrail’i sıkıntıya soktunuz” diye karşılık verir, “RAB’bin buyruklarını terk edip Baallar’ın ardınca gittiniz. Şimdi haber sal: Bütün İsrail halkı, İzebel’in sofrasında yiyip içen Baal’ın dört yüz elli peygamberi ve Aşera’nın dört yüz peygamberi Karmel Dağı’na gelip önümde toplansın.” (1.Krallar 18:19) Karmel dağında yaşanan etkinlikte yüzlerce Baal peygameri sunağın çevresinde dans eder, bağırır, hatta kendilerini bıçaklar ama sunak’ta duran kurban üzerine hiç bir alev oluşmaz. Sıra İlyas’a gelir, İyas kendi sunağı üzerinde üç kez su dökülmesini buyuyur. Sonrasında dua eder ve O anda gökten RAB’bin ateşi düşer. Ateş yakmalık sunuyu, odunları, taşları ve toprağı yakıp hendekteki suyu bile kurutur. (1.Krallar 18:23-38 )

Bu olaydan sonra bir müddet İlyas’a zülmeden İzebel’in hayatı gerçekten kötü biter. İlyas’tan sonra gelen peygamber Elişa, Yehu’yu mesheder ve Ahav’dan sonra İsrail tahtına geçeceğini duyurur. Yehu Yizreel’e gider. İzebel bunu duyunca, gözlerine sürme çeker, saçlarını tarayıp pencereden dışarıyı gözlemeye başlar. Yehu kentin kapısından içeri girince, İzebel, “Ey efendisini öldüren Zimri, barış için mi geldin?” diye seslenir. Yehu pencereye doğru bakıp, “Kim benden yana?” diye bağırır. İki üç görevli yukarıdan ona bakar. Yehu, “Atın onu aşağı!” der. Görevliler İzebel’i aşağıya atarlar ve İzebelin kanı surların ve bedenini çiğneyen atların üzerine sıçrar. (2 Krallar 9:30-33). Böylece Yehu, Ahav’ı ve Baal kahinlerini de öldürdükten sonra yeni İsrail kralı olarak tahta geçer.

****

KAYNAKÇA:

  • Hoerth, Alfred J. “Archaeology & The Old Testament.” Baker Academic. Grand Rapids, 2009, sf. 311.
  • Marjo C.A. Korpel, “Seals of Jezebel and Other Women in Authority,” Journal for Semitics 15, 2006, sf. 349.
  • Türkçe Kutsal Kitap, Kitabı Mukaddes Şirketi & Yeni Yaşam Yayınları, Eski ve Yeni Çevirisi.
  • Resim: http://www.godandscience.org/images/jezebelseal.jpg