Gercek İncil Nerede?.005

İncil’in kanonunu eleştirenler genellikle Kilise Babalarının İncil listelerindeki farklara dikkat çekip, Kilise’nin keyfi bir şekilde kitap tercihinde bulunduğu imajını yaratmaya çalışmaktadır. Halbuki Kilise babaları, konsiller vs. kanon aracılığıyla kimi yazılara yetki verip İncil’i oluşturmadılar, Tanrısal Söz olan bölümleri bir araya getirip kanon ile İncil’in fihristini hazırladılar. Oluşturlan listeler arasında farklara göz atacak olursak mevcut İncil’in sadece %7’sini kapsamaktadır. Bu farkların temeli 2. Petrus, 2. ve 3. Yuhanna, Yahuda, Yakup, ve İbraniler kitaplarıdır. Kimi liste bunları dahil eder kimileri değil. Peki Acaba bu kitapların İncil’e dahil edilmemesi mi lazım? Hep birlikte bakalım:

2. Petrus Mektubu: Az sayıdaki kiliselerde bilindiğinden daha geç bir tarihte kabul edildi. Ama İ.S. 97 yılında Romalı Klement tarafından biliniyor ve kilise babalarınca %66,07 oranında kabul görüyordu! Üstelik hiçbir kilise babası onu sorgulamadı, olsa olsa başkalarının, onun hakkında bazı çekincelerini dile getirdiklerini söylediler. Düşünün bir kere: Yalnız bir kesim tarafından emin olunamayan bölüm için görüşlerin kabul oranı 2/3 ise (ki bu bölüm İncil’in ancak binde 8’ini oluşturuyor), İncil’in ne denli sağlam bir şekilde bilindiği ve kabul edildiği ortadadır! Örneğin; posta pulu koleksiyonu yapan bir adam bir seri oluşturan 122 puldan biri hakkında tereddütler olduğunu söyler, yine de uzmanların 2/3’ü bu bir pulu kabul ettiğini söylerse, koleksiyonuna sahte mi diyeceğiz? Bu seri hakkında yaşanan tereddüdün toplam oranı binde 2,7’dir! İşte 2. Petrus hakkında da öyledir!

2. ve 3.Yuhanna Mektupları: Bunlar İncil’in Türkçe çevirisinde toplam 416 sayfadan yalnız iki sayfadır ve Babalar’ın görüşlerine göre %100 kanonik olan 1. Yuhanna ile %100 uyumludurlar! Kilise babalarının yazılarında onlardan çok az söz edilmesi, çok az ayetten oluşmasından kaynaklanır. Çünkü kilise babaları alıntılarını kanonu teyit amacıyla yapmadılar, belli başlı bir konuyu işlediler, bir ilahiyat irdelediler, bir sunum yaptılar ve ayetler alıntılayarak kendi düşüncelerinin Kutsal Kitap’a uygunluğunu desteklediler. Ne var ki, 2. ve 3. Yu­han­na İncil’in ayetlerinin binde 3,6’sını oluştururlar! İncil’in yaklaşık 7.500 ayetine karşılık toplam 27 ayetten oluşan 2. ve 3. Yuhanna’dan bazı kilise babalarının ayet aktarmamalarına şaşmamak gerekir!

Yahuda Mektubu: yine bir tek sayfalık ve konsensüsün %78,57’sini alan bir bölümdür. Ne var ki, yalnız Eusebius onun hakkında bazı “tereddütlerden” söz eder. Buna rağmen aynı Eusebius Yahuda’dan «herkesçe bilinen/kabul gören bölümler»den biri olarak söz eder! (His. Ecc. III, iii, 5-7; xxv, 1-7). Üstelik onda yazılan hemen hemen her şey 2. Petrus’ta da vardır! Yani İncil’in mesajı ve diğer bütün bölümleriyle tamamen uyumludur. Birisi uydurma bir metin yapmak isteseydi, bari İncil’e aykırı veya en azından ilahiyatını değiştiren bir doktrin veya görüş sokmak için yazardı. Bunun aksine Yahuda, İncil olarak “ilk ve son kez emanet edilen iman”ı savunmak için yazılmıştır (Yah.3).

Yakup Mektubu: Yine bir tek kilise babası (Eusebius) incelemesinde Yakup hakkında bazıları tarafından tereddütler yaşandığından söz eder, ama yine kendisi ondan «herkesçe bilinen/kabul gören bölüm» olarak söz eder! Herhalde tereddütler, Yakup Mektubu’nun Hıristiyan ilahiyat tanımları açısından fazla bir vurgu taşımadığından veya yazarın İsa’nın kardeşi olarak gerçekten havarisel yetki taşıyıp taşımadığına ilişkin soru işaretinden ötürüydü. En azından çağdaş eleştirmenlerin söyledikleri bu yöndedir. Ama Kilise Babalarının ifadesinden en az %75 oranında olumlu bir konsensus gözükmektedir.

İbraniler Mektubu: Batı’daki bazı kiliseler, yazarın ismi bilinmediğinden bazı çekinceler dile getirdiler. Yine bundan bir tek kilise babası (Eusebius) söz eder ve yine o, bu sefer İbraniler’den «Pavlus’un on dört mektubu [İbraniler dâhil] iyi bilinir ve tartışılmaz» diye söz eder! (His.Ecc. III, iii, 5-7 ve III, xxv, 1-7). Yani Eusebius bir tarihçidir ve kilise tarihini yazarken elbette 300 yılda ortaya çıkan görüşleri eserinde kaydedecektir. Ama bu birkaç bölüm hakkında yaşanan tereddütler kilisenin genel görüşü değil, Eusebius’un görüşü ise hiç değildir. Bu görüşlerin kaç kişi tarafından ve ne zaman dile getirildikleri bilinmiyor. Bilinen şudur ki, hizmeti ve eserleriyle kilise tarihine adını yazdırmış hiçbir kilise babası bu görüşte değildir. Sanat tarihi ile ilgili bir eser yazarsanız bazılarının, meşhur Gioconda tablosunun Leonardo Da Vinci eseri olmadığı görüşünü kaydetmeniz gerekir. Ama bu, tablonun otantikliğini değiştirmemektedir.

Bu bölümlerin hepsini toplayacak olursak (İbraniler, Yakup, 2. Petrus, 2. ve 3. Yuhanna, Yahuda) İncil’in yalnız %7’ini oluştururlar. Hiçbir zaman bunları toptan reddeden bir Kilise Babası, bir kiliseler grubu veya bir Konsil olmadı! Bu bahsedilen İncil’in %7’si üzerine Kilise Babları’nın aktardığı toplam 98 görüşten yalnız 8’i tereddüt ifadesi içermektedir! Posta pulu koleksiyoncusu örneği uyarınca bütün koleksiyon hakkında yaşanan tereddüdün toplami % 0,7 gibi bir oran oluşturmaktadır. Bu rakamlar Mevcut İncil’in tarihsel güvenirliğiyle ilgili hiçbir kuşkuya yer bırakmamaktadır.
****

KAYNAKÇA:

  • Madrigal, Carlos. “Apologia: İncil ve Hıristiyanlık Sorgulanıyor.” Dharma Yayınları, 2009, sf. 533-538.
  • Resim: Tom Woodward. Wikimedia Commons.