Konsiller.003

İznik konsilinde Ariusçuların kınanması ve öğretişleri sapkın ilan edilmesine rağmen Teslisçilerin ve Ariusçuların arasındaki çatışmalar nerdeyse 100 sene daha sürdü.

İznik Konsilinin kararlarını resmi olarak hiçbir zaman reddetmesede, İmparator Konstantin İllyricum (Hırvatistan) yakınlarında sürgün edilen Arius’u affeti ve Arius Filistin topraklarında sığındı Birçok Arius taraftarı böylece evine döndü. İlahiyat tartışmalarından oldukça sıkılan İmparator bu iki tarafın sırf tartışmak uğruna birbiriyle sataştığına inanıyordu. 335 yılında bu sefer İznik konsilinin kahramanı İskenderiyeli Athanasius İmparator’un onayı ile sürgüne gönderildi. 336 yılında ise Kudüs’te toplanan bir sinod Arius’u komünyona, yani kiliseye tekrar kabul etti. İmparator’un isteği topraklarında her bakımdan birliği sağlamaktı. Bu bağlamda İmparator Konstantinopolis patriği Alexandros’a, tüm itirazlarına rağmen Arius’u kutsal komünyon (evkaristiya) ile Aya İrini kilisesinde kabul etmesini emretti.

Konstantinopolis’deki Aya İrini binası özellikle bu dönemde baş rol oynadı. Alexandros, imanına sadık kalarak Konstantinin bu isteğini geri çevirdi. Ariusçular, Alexandrosun yanıtını öğrenir öğrenmez bir suikast girişimi için hazırlıklara başladı. Alexandros bu suikast tasarılarından haberdar oldu ve Pazar günü gelmeden kendini Aya İrini’ye kilitledi. Alexandros günlerce göz yaşları içinde sunağın [altar] önünde diz çökmüş vaziyette kendini oruca ve duaya verdi: “Ey Rabb’im, eğer Arius haklıysa canımı al, fakat eğer Arius hatalıysa onu yargıla” diye feryat etti. Beklenen gün geldi ve Arius gizemli bir şekilde, büyük ihtimalle bir kalp krizinden dolayı Konstantinopolis Çemberlitaş yakınlarında hayatını yitirdi. Böylece Alexandros duasına cevap almış olduğuna inanmış oldu (Arius’un ölümünü anlatan bu hikaye Athanasius’un Apion’a yadığı bir mektupta yer alır).

Arius ölmesine rağmen Ariusçuluk hemen ortadan kalkmadı. Konstantinopolis nüfusunun çoğu ve Konstantinden sonra gelen imparatorların çoğu Arius yanlısıydı. Konstantinopolis Patrikliği Ariusçuların elindeydi. Teslisçiler sürekli küçük düşürülüp zulüm görüyorlardı. Fakat 379 senelerinde İmparator Theodosiusun tahta gelmesiyle bu durum sona erecekti. Ölümcül bir hastalıktan mucizevi bir şekilde iyileşen Theodosius Hristiyan inancını benimseyip İznikli bir piskopos olan Acholius tarafından vaftiz edildi. 380 senesinin Kasımda Theodosius Konstantinopolis’e vardı ve ilk yaptığı şey şehrin Ariusçu patriği yerine Antakya’dan Teslisçi olan Meletius’u getirmek oldu. Böylece Ariusçuluğa bitirici darbeyi verecek olan Konstantinopolis konsili için zemin hazırlandı.

381 yılında İmparator Theodosius’un oluruyla yaklaşık 180 piskopos Aya İrini’de İznik amentüsünü onaylamak ve Ariusçuluğa son bitirici darbeyi vermek için toplandı. Bu piskoposların yaklaşık 36’sı Makedoniusçuydu. Makedoniusçu piskoposlar M.S. 342 yılında Konstantin’in oğlu Konstantius tarafından Konstantinopolis patrikliğine getirilen Makenonius’u izleyen piskoposlardı. Makedonius yarı-Ariuşçuydu. Kelamın, yani Mesihin İsa’nın Tanrı özünden olduğunu söylüyor fakat bu sefer Kutsal Ruhun ilahi kimliğini ve özünü reddediyordu. 

İznik konsilindeki amentü Kutsal Ruh ile ilgili sadece tek cümle içeriyordu: “ve Kutsal Ruh’a inanıyoruz.” İznik amentüsü dolaylı bir şekilde teslisin üçüncü unsurunu ilahi olarak kabul etsede kullanılan bu belirsiz cümle Makedoniusçu sapkınlığının o döneme kadar devam edebilmesini sağlamıştı. İskenderiye patriği Petrus’un yokluğundan dolayı Antakya patriği Meletius konsil başkanı olarak seçilidi. Konsilin ilk işi Nenizli Gregor’u yeni Konstantinopolis Patriği olarak seçmek olacaktı. Fakat açılıştan kısa bir süre sonra Meletius vefat etti. Bu durumda Nenizli Gregor Konsil başkanlığına seçildi. Konsil’e geç gelen Makedoniuşçu piskoposlar bu karara itiraz etti. Onları özellikle Gregorun aşırı bir Arius karşıtı olması tedirgin ediyordu.

Yılların yorgunluğunu üzerinde taşıyan Gregor tartışmak yerine istifa etmeye karar verdi. Alçakgönüllü tavrı ve tutumu herkesi şaşırttı: “Bırakın Yunus peygamber gibi olayım! Fırtınanın sorumlusu benim, fakat geminin kurtulması için kendimi feda ederim. Beni yakalayın ve dışarı salın…Taht’ta oturduğumda mutlu değildim, memnuniyetle yerimi başkasına veririm.” Başta imparator olmak üzere tüm piskoposlar Gregor’un takdire değer hareketini alkışladı ve onun yerine Nektarios adında vaftiz edilmemiş bir kamu görevlisi konsil başkanlığına seçildi. Böylece Makedoniusçuların tarafsız bir başkan arzusu karşılık bulmuş oldu.

Konsildeki ilahiyat tartışmalarını yine Teslisçiler kazandı. Makedoniusçuluk sapkın ilan edildi ve İznik amentüsüne Kutsal Ruh’un ilahi kimliğiyle ilgili maddeler eklendi. Bir başka önemli karar ise Konstantinopolis Patrikliğinin “Roma’dan sonra sonra onur yetkisine sahip olacaktır” kararıydı. Bu karar ile Konstantinopolis Roma’dan sonra önem sıralamasında ikinci patriklik haline geldi. İznik inanç bildirgesi bu konsilde yapılan eklemelerle bildiğimiz son halini aldı:  “Her şeye gücü yeten, göğün, yerin, görülen ve görülmeyen büyün şeylerin Yaradanı olan tek bir Baba Tanrı’a inanıyoruz. Tek Rab İsa Mesih’e inanıyoruz. Tanrı’ın biricik Oğlu, ezelden beri Tanrı’dan doğan, Işık’tan gelen Işık, gerçek Tanrı’dan gelen gerçek Tanrı, yaratılmış değil, doğurulmuş, Tanrı ile aynı öze sahip olan, kendi aracılığıyla her şey yaratılmış, biz insanlar için kurtuluşumuz için göklerden inmiş, Kutsal Ruh ve bakire Meryem aracılığıyla beden alıp insan olmuş, Pontius Pilatus’un emriyle bizim için çarmıha gerilmiş, sıkıntı çekmiş, gömülmüş, göklere yükselmiş, Baba’nın sağında oturmuş, dirilerle ölüleri yargılamaya görkemle gelecek O’dur. O’nun egemenliği hiç son bulmaz. Kutsal Ruh’a da inanıyoruz. Rab olan, yaşam veren, Baba’dan çıkıp gelen, Baba ve Oğul ile birlikte tapınıp yüceltilen, peygamberlerin ağzından konuşan O’dur. Havarilerin yolunda olan tek bir evrensel topluluğa inanıyoruz. Günahların bağışlanması için tek bir vaftizi tanıyoruz. Ölülerin dirilişini ve gelecek çağın yaşamını bekliyoruz.”

****
KAYNAKÇA:

  • Davis, Leo Donald. “The First Seven Ecumenical Councils (325-787): Their History and Theology.” Michael Glazier; the Liturgical Press. Collegeville, Minnesota, 1990, sf. 81-130.
  • Schaff, Philip. “Ante-Nicene and Nicene Fathers, 2- Vol. 3: Theodoret, Jerome, Gennadius, & Rufinus: Historical Writings.” Athanasius’un Apion’a Mektubu Alexandros ve Arius ile ilgili bahisleri içerir: http://www.ccel.org/ccel/schaff/npnf203.iv.viii.i.xiv.html?highlight=athanasius,serapion#highlight
  • Ibid. “Nicene and Post Nicene Fathers 2- Vol. 14: The Seven Ecumenical Councils” http://www.ccel.org/ccel/schaff/npnf214.i.html
  • Resim: Vasily Surikov. Konstantinopolis Konsili. Wikimedia Commons.