Konsiller.001

Hepimiz az ya da çok Anadolu’da gerçekleşen ekümenik konsiller hakkında bir şeyler duymuşuzdur. Peki bu ekümenik konsiller nedir? Niye önemliler? İsterseniz buradan başlayalım. 

Hristiyanlığın ilk döneminden itibaren birden fazla kilise cemaatini etkileyen dini ve ahlaki sorunlar toplantılar ve meclislerle çözülmeye çalışılmıştır. Bu toplantılara verilen iki isim vardır: konsil ve sinod. Sinodlar daha çok belirli bir bölgedeki kiliselerin kendi yerel problemlerini müzakereyle çözmek için yerel ruhanilerin buluştuğu toplantılardır. Konsiller ise bütün kiliseleri etkileyen sorunları çözmek amacıyla toplanan meclislerdir. Bu konsillere ayrıca “ekümenik” denilir. Ekümenik terimi Grekçe οἰκουμένη kelimesinden gelir ve anlamı “yerleşik dünya”dır. Bu kelimeden kastedilen şey başta geçmiş dönemin Roma imparatorluğu olmak üzere, yerleşik dünyada kurulan kiliselerin ve piskoposlarının Hristiyan ilahiyatı, dönemin sapınlıklarını ve ibadet düzeniyle ilgili konuları tartışmak için toplandıkları meclisler. Zannedelenin aksine, bu evrensel meclislerin amacı İncil’in bölümlerini kararlaştırmak veya Hristiyan ilahiyatını değiştirmek değildi. Konsiller sapkınlıkları ortadan kaldırmak; İsa’nın havarileri ve onların müritleri tarafından aktarılan öğretilere dogmatik tanımlar getirmek; ve inanç amentüleriyle bu öğretişleri muhafaza etmek için toplanmışlardı.

Hristiyan tarihinin ilk konsili İznik konsili değildir. Henüz Mesih İsa’nın havarileri hayattayken M.S. 50 yılında Kudüs konsili diye bilinen konsil düzenlenmiştir. Musevilerin Ferisi mezhebinden Hristiyan akımına katılan kişiler, gayri-Yahudi Hristiyanların kurtuluşa erişmeleri için sünneti şart koyuyorlardı. Bu sorunu tartışmak için bir araya gelen havariler böylece tarihin ilk konsilini düzenlemiş oldular. Petrus bu konsilde şu ifadelerle görüşünü belirtti: “Öyleyse, ne bizim ne de atalarımızın taşıyamadığı bir boyunduruğu öğrencilerin boynuna geçirerek şimdi neden Tanrı’yı deniyorsunuz? Bizler, Rab İsa’nın lütfuyla kurtulduğumuza inanıyoruz; onlar da öyle.” (Elç. İş. 15:10-11) Pavlus ve Barnaba gayri-Yahudilerin nasıl mucizevi belirtilerle birlikte Mesih İsa’ya iman ettiklerini aktardı. Mesih İsa’nın üvey kardeşi Yakup ise konsilin kararını şekillendirecek ifadelerde bulundu: “Bu nedenle, kanımca öteki uluslardan Tanrı’ya dönenlere güçlük çıkarmamalıyız. Ancak putlara sunulup murdar hale gelen etlerden, fuhuştan, boğularak öldürülen hayvanların etinden ve kandan sakınmaları gerektiğini onlara yazmalıyız. (Elç. İş. 15:19-20) Böylece Konsil gayri-Yahudilerin kurtuluşu için sünneti zorunlu kılmazken; Gayri-yahudilere fuhuş, putperestlik, ve putlara sunulan kurban etinden yeme konusunda bir yasak getirdi. 

Havariler ve ilk elçiler evrensel kiliseyi etkileyen bu ilk sorunu müzakere ve konsensus ile çözüm getirdiler. Bu konsil aynı zamanda daha sonra yaşanacak olan yedi ekümenik konsilin örneğini oluşturur. Nitekim sonraki yüzyıllarda oluşacak olan meclislerde Kilise piskoposları aynı yöntem ve gelenekleri takiben meclisler oluşturacaklardı. 

Anadolu’da düzenlenen 7 Ekümenik Konsil Hristiyan ilahiyatını tanımlama açısından son derece önemli olmakla birlikte, aynı zamanda bu toplantılarda yaşanan anlaşmazlıklar Hristiyan aleminin ilk mezhepleşmelerine de yol açmıştır. Örneğin üçüncü konsilden sonra piskopos Nestorius ile birlikte Nasturi kiliseleri (Asuriler ve Keldaniler) evrensel kilisenin geri kalanından ayrılmışlardır. Aynı şekilde dördüncü konsilin takibinde cereyan eden olaylarla birlikte Doğu Hristiyanları (Ermeni Apostolik, Süryani Kadim, İskenderiye Kıpti, ve Habeş kiliseleri olarak bildiğimiz kiliseler) Batı Hristiyanlarından ayrılmışlardır (Ortodoks, Katolik, Protestan kiliseleri diye bildiğimiz kiliseler). 

Nasturi kiliseleri ilk iki konsilin kararlarını kabul eder; Doğu Hristiyanları (veya diğer ismiyle Miyafizit görüşünü destekleyen kiliseler) ilk üç konsili kabul eder. Batıda Katolikler ve Ortodokslar yedi Ekümenik konsilin kararlarını kabul eder ve konsillerin kararlarını yanılmaz olarak algılar. Ortodokslar sadece ilk yedi konsili kabul ederken, Katolikler bunları takiben Batı’da düzenlenen konsilleride kabul eder. Protestanların durumu ise biraz farklı. Reformcu ve Luteryen kiliseleri ilk dört konsili kabul ederken, Anglikan kilisesi yedi konsili de kabul eder. Genel olarak Protestanlar yedi konsilin ilahiyatını ve teolojik öğretişlerini kabul etmekte bir sakınca görmezken, kilise idaresi ve ibadet düzeniyle ilgili alınan kararları bağlayıcı olarak görmez.

Konsillerin sadece Anadolu’nun değil, Hristiyanlık tarihi açısından bu denli önemli olmasına rağmen konsillerin içeriğini ve tartışılan konuları net ve anlaşılır bir dilde anlatan eserler bulmak, hele Türkçe’de, oldukça zordur. Umarımki bu yazı ile az da olsa bu açığı kapatma konusunda bir adım atılmış olur.

****

KAYNAKÇA:

  • Conciliar Anglican, Ask An Anglican: The Ecumenical Councils, 3 Aug 2011. http://conciliaranglican.com/2011/08/03/ask-an-anglican-the-ecumenical-councils/
  • Ecumenical Councils. Orthodox Wiki. http://orthodoxwiki.org/Ecumenical_Councils.
  • Lutheran-Orthodox Joint Commission, Seventh Meeting, The Ecumenical Councils, Common Statement, 1993. http://www.helsinki.fi/~risaarin/lutortjointtext.html#ecum
  • Vatican I, Dei Filius ch. 3, 1. Vatican II, Lumen Gentium § 25 ¶ 2. 1983 Code of Canon Law 749 § 2.
  • Türkçe Kutsal Kitap, Kitabı Mukaddes Şirketi & Yeni Yaşam Yayınları, Eski ve Yeni Çevirisi.
  • Resim: I. İznik konsili ikonası. Mégalo Metéoron Manastırı, Yünanistan. Wikimedia Commons.