Konsiller.006

Kalkedon Konsilin’deki anlaşılmazlıklar kilisenin bölünmesine neden olmuştu. Bir tarafta Batı patrikleri kiliseleri İsa’nın Tanrısal ve insansal doğalarını Kalkedon’daki amentüye göre tanımlıyordu. Diğer tarafta ise Doğu kiliseleri bu amentüyü reddedip Kirilios’un (μία φύσις, “mia physis”- tek esas/doğa) formülasyonuna sadık kalmışlardı.

Bizans imparatorları için en korkutucu şey ilahiyatçıların bir konuda uzlaşamamasıydı. “Tek Tanrı- Tek İmparator- Tek İmparatorluk- Tek Din” felsefesi ve dünya görüşünün üzerine inşaat edilen bir siyasi düzen için, dinde ayrılık demek siyasi düzenin çökme olasılığı demekti. Bundan dolayıdır ki konsillerin tarihinde İmparatorlar genellikle hangi görüşün doğru olup olmadığından ziyade dini görüşün birliğine ve uzlaşmaya önem vermişlerdir. Fakat piskoposların derdi her zaman farklıydı. Piskoposlar ne pahasına olsun görüşlerinden taviz vermeden gerçekleri savunmaya kararlıydı.

M.S. 482 yılında İmparator Zeno Batı ve Doğu kilisesinin düştüğü bu ayrılığı onarmaya çabalayan ilk imparator oldu. Zeno’nun teşviğiyle Konstantinopolis Patriği Akakios “Henotikon” adını alan bir birlik beyanı yayındı. Bu yazı Efthikes ve Nestorius’un sapkınlıklarını kınıyor; Kirlios’un 12 aforozunu onaylıyor; ama İsa’nın doğasıyla ilgili konuyu belirsizce tanımlıyordu. Amaç her iki tarafı uzlaşmaya davet etmekti fakat her iki tarafın piskoposları bu teşebbüsü bir hakaret olarak algıladı ve bu deneme daha fazla düşünce ayrılığına sebep oldu.

M.S. 543 senesinde bu sefer İmparator Justinianos aynı doğrultuda çalışmaya başldı. Doğu kilisesinin gönlünü kazanmak ve birliği teşvik etmek için Justinianos 3 aforoz ilan etti: Bunlar Misisli (Mopsuestia) Theodor’un kendisi ve eserleri, Antakyalı Theodoret’in Kirilios’a karşı yazdığı argümanları, ve Urfalı İbas’ın Maris’e yazdığı bir mektupta yer alan Kirilios’a karşı sözlerden oluşuyordu. Yazılar ilahiyat içeriği açısından bazı sıkıntılar taşısada Batılı piskoposlar bu kararları pek beğenmedi ve bu kararı Kalkedon konsiline karşı yapılmış bir saldırı olarak algıladı. Nitekim Theodoret ve İbas Kalkedon konsilindeki yazılan amentüye imzalarını atmış piskoposlardı. Tartışmalar çoğaldıkça yeni bir konsilin oluşması için gerek duyuldu.

M.S. 553 yılında Konstantinopolis Patriği Efthikios’un başkanlığınıda II. Konstantinopolis toplandı. Konsilde toplanan 152 piskopos vardı, ama bunların sadece 16’sı Batılıydı. O dönemde Konstantinopolis’de bulunan Papa Vigilius bu sayının kiliseleri eşit bir şekilde temsil etmediği için Justinianos’a bir itiraz iletti. Justinianos bu isteği kayda almadı ve konsil her halükarda başladı. Bu kararı protesto eden Vigilius böylece bu konsilde yerini almadı fakat konsilden 6-7 ay sonra yazdığı bir yazıda konsilin kararlarını onayladığını dile getirdi. Konsilde Justinianos’un emrettiği aforoz piskoposlarca görüşüldü ve onaylandı.

Konsil Justinianos’un beklediği gibi patrikhanelerin uzlaşması ve birleşimiyle sonuçlanmadı. Justinianos’un ölümünden 100 sene sonra Doğu Hristiyanları ilahiyat tartışmalarından çok Arap istilaları gibi daha ciddi bir sorunla karşı karşıya geleceklerdi. İslamın yayılmasıyla birlikte Doğu Hristiyanlarının artık iki seçeneği vardı: ya İslam’ı kabul edecelerdi ya da kendi ilahi görüşlerine sadık kalacaklardı. Artık iş işten geçmişti. Bizans imparatorlarının teşebbüsleri bir sonraki ekümenik konsilde devam etsede birliği aramak anlamsızlaşıyordu ve ipler hemen hemen tümüyle kopma noktasına gelmişti.

****

KAYNAKÇA:

  • Davis, Leo Donald. “The First Seven Ecumenical Councils (325-787): Their History and Theology.” Michael Glazier; the Liturgical Press. Collegeville, Minnesota, 1990, sf. 207-252.
  • Schaff, Philip. “Nicene and Post Nicene Fathers 2- Vol. 14: The Seven Ecumenical Councils.” http://www.ccel.org/ccel/schaff/npnf214.i.html
  • Straub, Johannes. “Acta Conciliorum Oecumenicorum.” Tomus IV, volumen I, Berlin: 1979.
  • Resim: San Vitale kilisesi mozaiği, Ravenna-İtalya. Wikipedia Commons.