Hristiyan Türkler.008

Rus kayıtlarında Nikolas’ın Türk ismi “Yusuf Amptnoul Ogly” olarak geçer. Kırım savaşlarında komutan olmuş bu şahsın doğum tarihi 1828, doğum yeri ise Bitlistir. Savaş sırasında esir düşen Rus askerlerin bazıları işkenceler sırasında sevinçle ölürlermiş. Bu olay Yusuf’u Hristiyanlığı araştırmaya iter ve zamanla Hristiyan olmaya karar verir. Sonrasında kendisi Rus ordusuna esir düşer. Rusya’da Hristiyanlığı araştırma fırsatı olur ve Hristiyan olur. Memlektine döndüğünde bir müftü olan babası onu ihbar eder.

1874’de Ortodoks bir papaz tarafından gizlice vaftiz edilir ve İran’a kaçmayı dener. İhaneti öğrenildiği zaman yakalanır ve işkencelere maruz kalır. Göğsüne ve sırtına haç şembollerı kesilir, bazı kemikleri kırılır. Nikolas bilincini yitirir ve onu işkence edenler öldüğünü varsayarak köpeklere atar. Fakat Tanrı onu korur. Oradan geçen Rus tüccarları Yusuf’u yanlarına alırlar. Yusuf korkudan kimliğini gizler ve tüccarlara haydutların eline düştüğünü söyler. Böylece Yusuf Kafkaslara varır. Yusuf fiziksel olarak toparlansa da tanınmaz bir haldedir. Sopayla yürüyen sırtı bükülmüş yaşlı bir adam olmuştur, ama güçlü bir ruha sahiptir.

Kafkaslar’dan Odessa’ya geçtikten sonra 1891’e kadar Kazan kentinde ikamet eder. Rusya’da bulunan kutsal mekanlar’a sık sık hacca giden Yusuf, Moskova yolundayken Optina manastırlarını ziyaret eder. Optina’dayken ağır bir şekilde hastalanır ve Rusçası pek iyi olmadığı için Fransızca bilen birinin gönderilmesini ister. Fransızca bilen manastırın ihtiyarlarından Peder Barsanuphius yanına gönderilir. Kendisi keşiş olmadan önce Rus ordusunda hizmet etmiş bir albaymış. Ölüm döşeğinde olan Yusuf keşişe günahlarını itiraf eder ve hiç kimseye anlatmaması suretiyle hayat hikayesini de ifşa eder. 

Hastalığı sırasında Yusuf keşiş olarak atanır ve yeni ismi Nikolas olur. Beklenenin aksine Yusuf iyileşir ve manastırdaki kendi hücresinde münzevi bir hayat sürdürür. Keşişlik hayatı sırasında sık sık meleklerin ezgilerini duyabildiğini söylermiş ve neşeli bir tavır sergilermiş. Bir keresinde Peder Anatoly İhtiyar keşiş Peder Barsanuphius’un hücresine gelip şöyle demiş: “Bizim hücrelerimizde, Allah’ın büyük merhameti sağ olsun, Mesih uğruna akılsız olan bir Aziz Andreas’ın bulunduğunu biliyor muydun? Evet, bedensel olarak mı, yoksa beden dışında mı oldu, bilmiyorum, ama göğe götürülmüş biridir kendisi. Bu bizim Türkümüzdür. Onu senin hücrene göndereceğim ve ondan öğrendiğin herşeyi lütfen kaleme dök. Yalnız ölümüne kadar tüm bu bilgiyi gizli tut.”

Böylece Nikolas İhtiyar Peder Barsanuphius’a gelir. Bozuk Rusçasıyla görümlerini anlatır. Ihtiyar peder korkup dehşete düşmüştür fakat aynı zamanda doğaüstü bir şekilde neşelidir. Peder Barsanuphius’a göre Nikolas’ın anlattığı deneyimler (M.S. 912’de vefat eden) Konsantiniyeli Andreas’ın tecrübelerine bir hayli benziyormuş. 

Sadece gerçek bir kahin böyle konuşabilirdi. Peder Barsanuphius Nikolas’ı dikkatlice dinleyerek devam etmesini buyurmuş. Nikolas nihayetinde parlak ve mübarek bir gülümsemeyle sözlerini şu şekilde sonlandırmış: “Peki, başka neler bilmek istiyorsun…Öğrenebilecek başka ne var? Zaman gelecek ki sen kendi gözlerinle göreceksin. Başka ne söyleyebilirim, ya da nasıl anlatabilirim? Orada neler olup bittiğini aktarmak için hiçbir dildeki kelime yeterli değildir. Yeryüzünde bulunmayan renkler gördüm orada. Bütün bunları sana nasıl tarif edeyim? Peki, söyleceklerimi iyice dinle: iyi müzik nedir bilirsin. Diyelim ki bir şey duydum, ve en kısa sürede kulaklarımda yankılandı… ve ben bu müziği duymaya sürekli devam ediyorum. Ama sen bunu işitmediysen, bunu sana nasıl, hangi kelimelerle anlatayım? Benim tecrübe ettiğim zevki sen nasıl tecrübe edesin? Bu imkansızdır… Aynı şekilde, orada gördüklerimi bir insana tarif etmek imkansızdır. Bu açıklama umarım senin için yeterlidir.”

Büyük keşiş Nikolas 18 Ağustos 1893 senesinde, 65 yaşındayken hayata gözlerini yumup Rab’bin yanına gitti. Ölümünden sonra Peder Anatoly manastırdaki diğer keşişlere Nikolasın hayat hikayesini anlatır ve şu sözlerle son noktayı koyar: “Bu kişinin herhangi bir fani olduğunu düşünmeyin; basit ölümlü birine Tanrının bu merhametleri bahşedilmez. Peder Nikolas Mesih’in adı uğruna bir iman şahididir. Vefatından sonra bedenini yıkarken, bütün vücudundaki o korkunç haç izlerini gördük. Kendi vatanında, Türkiye’de, iman kararından vazgeçirmeye yönelik etini delmişlerdir. Fakat kendisi Rab’bin yardımıyla Mesih’i reddetmedi. Böylece Tanrı işkencecilerin elinden kaçmasına izin verdi.”

****

KAYNAKÇA: